Olağanüstü yönetim biçimleri, devletin geçerli olan
hukuk kurallarıyla baş edemeyeceği bir saldırı bir tehlike veya bir tehdit
unsuruna karşı başvurduğu usullerdir. Bu usuller anayasalarda düzenlenir.
Modern devletler buna ihtiyaç duymuşlardır.
Ohal yönetim usulleri
anayasalarda düzenlenir ancak birde Olağanüstü Hal kanunu vardır. Olağan dışı bir durum söz konusu olduğunda bu kanun uygulanmaya başlanır, yürürlüğe girmez
çünkü zaten yürürlüktedir. Bu yüzden
Ohal kanununa uykudadır diyebiliriz. Ne de olsa teşbihte hata olmaz.
Olağanüstü hal durumunda hangi hükümlerin uygulanacağı ve nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir. Ohal kapsamında anayasanın
15. maddesi gereği temel hak ve hürriyetler kısmen veya tamamen
durdurulabilir. Bunların nasıl yapılacağı da ohal kanunu ile düzenlenir.
Anayasa madde 15- Savaş,
seferberlik veya olağanüstü
hallerde, milletlerarası hukuktan doğan
yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve
hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için
Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
Şunu
da belirtmekte fayda var: Ohal kanunu Normlar Hiyerarşisi’nin dışındadır. Evet bir kanun
statüsündedir ancak alttaki normlar ile arasında bir hiyerarşi yoktur. Yani bir yönetmelik
Ohal kanununa aykırı olduğu
gerekçesiyle iptal edilemez. Bunun yanı sıra olağanüstü hallerde çıkarılan cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile arasında
bir hiyerarşi
olduğu söylenebilir. Ohal kanunu çerçeve bir kanun olduğu
için detaylı değildir
ve söz konusu durumun ihtiyaçlarını karşılamayabilir.
Bu da ancak cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile
tamamlanır. Kararnameler sadece o dönemdeki ohal için geçerlidir. Ayrıca ohal
kararnameleri anayasanın 148. maddesine göre yargısal denetime tabi değildir. Bu yönüyle ohal
cbklarının ohal khklarına benzediği
söylenebilir.
Anayasa madde 148- … Ancak, olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından
Anayasaya aykırılığı
iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Olağanüstü yönetim biçimleri uluslararası metinlerde de yer alır. Örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ohal ilan etme kararlarının
meşru olup olmadığını ve
alınan tedbirlerin ohal için zorunlu olup olmadığını araştırır.
Şimdi olağanüstü yönetim biçimlerine bakalım. Olağanüstü yönetim biçimlerinin genel olarak 3 çeşidi vardır. Ama ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir.
1.
Savaş Hali
Savaş kısaca devletlerin birbirleriyle girdikleri silahlı mücadele olarak
tanımlanabilir. Hukuken bakıldığında temel hak ve hürriyetlerin en çok çiğnendiği, anayasal düzenin en fazla ihlal ediği usuldür. Bu durumlarda ilan edilecek olan savaş hali anayasalarda düzenlenir.
Anayasa madde 92- Milletlerarası
hukukun meşrû
saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin
taraf olduğu
milletlerarası andlaşmaların
veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin
Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
2.
Sıkıyönetim Hali
Sıkıyönetim; ayaklanma,
iç karışıklık gibi durumlarda ülkenin güvenliğinin sağlanması amacıyla güvenlik güçlerinin yardımıyla
kurulan idaredir. Bu durumda bazı yetkiler askeri mercilere geçer. Türkiye’de
sıkıyönetim hali 2017 itibariyle anayasadan çıkartılmıştır.
3.
Olağanüstü Hal
Sıkıyönetimin ilan
edilmesini gerektirmeyen durumlarda ilan edilen usuldür. Örnek olarak; doğal afetler, salgın hastalıklar ve ağır
ekonomik buhranlar gösterilebilir. Türkiye’de 119. madde uyarınca olağanüstü hal durumuna cumhurbaşkanı karar verir.
Anayasa madde 119- Cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin
bölünmezliğini içten veya dıştan
tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel
hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet
olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet
veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya
çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı
geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.
Olağanüstü hal ilanı kararı, verildiği gün Resmî Gazetede yayımlanır
ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini
kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
Cumhurbaşkanının talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört
ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre
aranmaz.
Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal
ve çalışma yükümlülükleri ile 15 inci maddedeki ilkeler
doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir.
Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin
onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun
hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına
sunulur.
Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması
hâli hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder