Meşru müdafaa, bizzat
kendisinin veya bir başkasının şahıs ve malvarlığına karşı yapılan haksız ve
devam etmekte olan tecavüzü önlemek amacıyla mütecavize zorunlu olarak karşılık
vermesidir. TBK madde 64’de meşru müdafaadan söz edilir.
TBK Madde 64- Haklı
savunmada bulunan, saldıranın şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu
tutulamaz.
Hakkını kendi gücüyle koruma durumunda
kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında
sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli
ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol da yoksa verdiği zarardan sorumlu
tutulamaz.
Kanunda da görüldüğü üzere meşru müdafaada
bulunan kişi verdiği zararı tazmin etmez. Ancak meşru müdafaanın oluşabilmesi
için bazı şartlar vardır. Bunlar:
v Ortada şahıs veya malvarlığına karşı bir saldırı
olmalıdır. Bu saldırı meşru müdafaada bulunan karşı değil, bir başkasına karşı da
olabilir. Ancak bu saldırı gerçek olmalıdır. Gerçekte olmayan, olduğu
zannedilen bir saldırıya karşı meşru müdafaa olmaz.
v Tecavüz hala devam ediyor olmalıdır.
Ortaya çıkacağı düşünülerek meşru müdafaada bulunulamayacağı gibi tecavüz
bittikten sonra meşru müdafaa sayılmaz.
v Meşru müdafaada bulunacak kişi bunu sadece
saldırganın şahsına veya malına zarar vermek kaydıyla yapabilir. Saldırgandan
başkasına verilen zarar meşru müdafaa kapsamında değildir.
v Meşru müdafaada bulunan kişi mütecavize
karşı çeşitli savunma araçları kullanabilir ancak bunlar orantılı olmalıdır. Ya
da kişi bu araçlardan en az zararlı olanını seçmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder