7 Aralık 2018 Cuma

Hukuki İşlemlerin Hükümsüzlüğü


Hukuki işlemlerin hükümsüzlüğünden kasıt işlemin eksiklik veya sakatlık ile etkisizleşmesidir. Bunun bazı türleri vardır.
1.    Yokluk
Daha önce işlemin kurucu unsurları olmazsa işlem de olmaz demiştik. Bu durumda o işlem ve işlemin sonucundaki olası bir hüküm de hiç doğmamıştır. Bu durum yokluk ile ifade edilir. İşlemin yokluğu durumunda bunu herkes her zaman ileri sürebilir. Hiç kimse ileri sürmese dahi hâkim bunu re ’sen yani görevi gereği nazara alır. Yokluk durumundaki bir işlemin hüküm doğurmaması için herhangi bir davaya ihtiyaç yoktur çünkü o işlem zaten hiç var olmamıştır.
2.    Kesin Hükümsüzlük
Bir hukuki işlemin kurucu unsurları tamam olmakla beraber diğer şartlarında bir eksiklik varsa o zaman işlem ya ölü ya da sakat sakat doğmuş sayılır. Hukuki işlemin ölü doğması kesin hükümsüzlüğü bir başka deyişle butlanı ifade eder. Bu durumu da herkes her zaman ileri sürebilir. Yine hâkim bunu re ’sen nazara alacaktır. Örnek olarak; kefalet sözleşmelerinde eşin yazılı izninin alınmış olunması gerekir. Aksi takdirde bu sözleşme kesin olarak hükümsüzdür. Belli bir zaman geçmesiyle bu işlem geçerli hale gelmez.
3.    İptal Edilebilirlik
Bazı durumlarda hukuki işlem ölü ya da sakat doğmuş olabilir demiştik. Ölü doğduğunda kesin hükümsüzlük sakat doğduğunda ise iptal edilebilirlik hali söz konusudur. İşlem sakat doğduğunda iki ayrı durum mevcuttur. Ya o sakatlık giderilip işlem hükme bağlanır ya da sakatlık yüzünden temelli hükümsüzleştirilir.
Eğer kişi hata, hile, ikrah yoluyla irade beyanında bulunmuşsa ona iptal hakkı tanınır. Kişinin kanunda öngörülen süre zarfı içinde bu hakkı kullanması gerekir. Aksi takdirde işleme onay vermiş sayılır ve işlem en baştan itibaren geçerli hale gelir. Görüldüğü gibi iptal edilebilirlik durumunda kişi beyanda bulunmalıdır, yani hakim bu re ‘sen nazara almaz.
4.    Noksanlık
İşlemin kurucu unsurları ile aradığı diğer şartlar yerine getirilmiş olmakla beraber tamamlayıcı unsurlarda bir eksiklik varsa o işlem noksandır, hüküm ifade etmez. İşte bu duruma noksanlık denir. Bu durumda işlem askıya alınmıştır. Ya tamamlayıcı unsurlardaki eksiklik giderilecek, ya da giderilemeyeceği kesinleşerek işlem tamamen hükümsüz kılınacaktır. İzin ve icazet kavramları bu noktada devreye girer.
5.    Nisbi Etkisizlik
Bazen bir hukuki işlemin sonucu bazı kişilere karşı ileri sürülemez. Bu da bir hükümsüzlük biçimidir. Bu hükümsüzlük tarzına nisbi etkisizlik denir. Örneğin iflas etmiş bir kimsenin iflas masasındaki malları üzerinde bulunduğu tasarruf işlemleri alacaklılarına karşı hüküm ifade etmez. Sonuçta ortada hukuki bir işlem vardır ancak bazı kişilere karşı ileri sürülememektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder