Hukuki
işlemlerin hükümsüzlüğünden kasıt işlemin eksiklik veya sakatlık ile
etkisizleşmesidir. Bunun bazı türleri vardır.
1. Yokluk
Daha
önce işlemin kurucu unsurları olmazsa işlem de olmaz demiştik. Bu durumda o
işlem ve işlemin sonucundaki olası bir hüküm de hiç doğmamıştır. Bu durum
yokluk ile ifade edilir. İşlemin yokluğu durumunda bunu herkes her zaman ileri
sürebilir. Hiç kimse ileri sürmese dahi hâkim bunu re ’sen yani görevi gereği
nazara alır. Yokluk durumundaki bir işlemin hüküm doğurmaması için herhangi bir
davaya ihtiyaç yoktur çünkü o işlem zaten hiç var olmamıştır.
2. Kesin
Hükümsüzlük
Bir
hukuki işlemin kurucu unsurları tamam olmakla beraber diğer şartlarında bir
eksiklik varsa o zaman işlem ya ölü ya da sakat sakat doğmuş sayılır. Hukuki
işlemin ölü doğması kesin hükümsüzlüğü bir başka deyişle butlanı ifade eder. Bu
durumu da herkes her zaman ileri sürebilir. Yine hâkim bunu re ’sen nazara
alacaktır. Örnek olarak; kefalet sözleşmelerinde eşin yazılı izninin alınmış
olunması gerekir. Aksi takdirde bu sözleşme kesin olarak hükümsüzdür. Belli bir
zaman geçmesiyle bu işlem geçerli hale gelmez.
3. İptal
Edilebilirlik
Bazı
durumlarda hukuki işlem ölü ya da sakat doğmuş olabilir demiştik. Ölü
doğduğunda kesin hükümsüzlük sakat doğduğunda ise iptal edilebilirlik hali söz
konusudur. İşlem sakat doğduğunda iki ayrı durum mevcuttur. Ya o sakatlık
giderilip işlem hükme bağlanır ya da sakatlık yüzünden temelli
hükümsüzleştirilir.
Eğer
kişi hata, hile, ikrah yoluyla irade beyanında bulunmuşsa ona iptal hakkı
tanınır. Kişinin kanunda öngörülen süre zarfı içinde bu hakkı kullanması
gerekir. Aksi takdirde işleme onay vermiş sayılır ve işlem en baştan itibaren
geçerli hale gelir. Görüldüğü gibi iptal edilebilirlik durumunda kişi beyanda
bulunmalıdır, yani hakim bu re ‘sen nazara almaz.
4. Noksanlık
İşlemin
kurucu unsurları ile aradığı diğer şartlar yerine getirilmiş olmakla beraber
tamamlayıcı unsurlarda bir eksiklik varsa o işlem noksandır, hüküm ifade etmez.
İşte bu duruma noksanlık denir. Bu durumda işlem askıya alınmıştır. Ya
tamamlayıcı unsurlardaki eksiklik giderilecek, ya da giderilemeyeceği
kesinleşerek işlem tamamen hükümsüz kılınacaktır. İzin ve icazet kavramları bu
noktada devreye girer.
5. Nisbi
Etkisizlik
Bazen
bir hukuki işlemin sonucu bazı kişilere karşı ileri sürülemez. Bu da bir
hükümsüzlük biçimidir. Bu hükümsüzlük tarzına nisbi etkisizlik denir. Örneğin
iflas etmiş bir kimsenin iflas masasındaki malları üzerinde bulunduğu tasarruf
işlemleri alacaklılarına karşı hüküm ifade etmez. Sonuçta ortada hukuki bir
işlem vardır ancak bazı kişilere karşı ileri sürülememektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder