20 Kasım 2018 Salı

Seçim Sistemleri


Seçim sistemleri oyların vekilliklere yansıması için kullanılan teknik usullerdir. Siyasi partilerin bir seçim bölgesinde almış oldukları oyun kaç milletvekili çıkaracağını gösterir. Bunun için çeşitli yöntemler benimsenmiştir.  Bu yöntemler Çoğunluk sistemi ve Nispi Temsil sistemi altında incelenir.
ÇOĞUNLUK SİSTEMİ
Bir seçim bölgesinde en çok oy alan parti o bölgenin tüm milletvekillerini alır. Görüldüğü üzere basit bir mantığa sahiptir. 
Dar Bölge ve Listeli Çoğunluk sistemi olmak üzere ikiye ayrılır.
Dar Bölgeli Çoğunluk Sistemi: Bu sistemde her seçim çevresi tek bir milletvekiline sahiptir. Bu yüzden Tek İsimli Çoğunluk sistemi de denir.  Buna göre seçim çevresinde en çok oya sahip olan aday vekil seçilir.  Bir başka deyişle adayın milletvekili olabilmesi için geçerli oyların salt çoğunluğunu almış olması gerekir.  Bu sistemin avantajlı tarafı yeni seçilen parlamentoda çoğunluğun oluşmasına imkan veriyor olmasıdır.

Listeli Çoğunluk Sistemi: Burada da ülke seçim bölgelerine bölünür ancak bu sefer bölgeler birden fazla vekile sahiptir. Partiler o bölgenin çıkaracağı vekil sayısında listelerini hazırlayıp aday gösterirler. Seçmen istediği partinin listesine oy verir. En çok oyu alan parti o bölgenin milletvekillerinin hepsini kazanır.
Bu sistem 1946-1960 yılları arasında Türkiye’de uygulanmıştır.  O dönem oyların %56’sını alan Demokrat Parti parlamentonun %93’üne sahip olmuştur. Bu sistem her ne kadar güçlü ve istikrarlı hükumetler çıkarsa da adaletsiz olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir.

NİSPİ TEMSİL SİSTEMİ
            Bu sistem her partinin aldığı oy oranında vekil çıkarmasını öngörür. Mantıken bu sistem en az iki milletvekiline sahip yerlere uygulanır. Tek vekil çıkaran yerler çoğunluk sistemine tabidir. Yine mantıken Nispi Temsil listeli bir seçim usulüdür.
Nispi Temsil genelde seçim çevresi düzeyinde uygulanır. İstisnai olarak ulusal düzeyde uygulama alanı bulmuştur. Buna göre tüm ülke tek bir seçim çevresiymiş gibi kabul edilerek nispi temsil ulusal düzeyde uygulanmış olur. Buna tam nispi temsil denir.
Seçim çevresi düzeyinde uygulandığında ise her parti o bölgenin çıkaracağı vekil sayısına göre listesini hazırlayıp aday gösterir. Partiler aldıkları oy oranında parlamentoda koltuğa sahip olurlar.
Bunun için bazı usuller geliştirilmiştir.

En Büyük Artık Usulü: 10 vekil çıkaracak bir seçim çevresinde 800.000 seçmen olsun. Öncelikle seçmen sayısı vekil sayısına bölünür. Çıkan sonuç seçim kotasıdır. Buna göre seçim kotası 80.000’dir. Seçim sonucunda ise;
A partisi 110.000   B Partisi 280.000   C partisi 355.000   D partisi 55.000 oy alsın.
Buna göre A partisi 1, B partisi 3, C partisi de 4 milletvekiline sahipken D’nin vekili yoktur. Ancak 40.000 oy artık, 2 koltuk boş kalmıştır. Bu durumda partiler artık oylarına göre sıralanır. En büyük artık oya sahip olan D ondan sonra ise B’dir. Öyleyse kalan 2 boşluğu D ve B dolduracaktır.

En Kuvvetli Ortalama Usulü: Yukarıdaki seçim bölgesi için geçerli olan kaideler burada da geçerli olsun. İlk durumda A bir tane B 3 tane C 4 tane vekil çıkarmıştı. Bunlara bir eklenir ve alınan oy sayısına bölünür.
A partisi 110.000/2=55.000            B partisi 280.000/4=70.000  
C partisi 355.000/5=71.000            D partisi 55.000/1=55.000
Yine çıkan sonuçlar büyükten küçüğe doğru sıralanır. En büyük sonuca sahip C ve B birer vekil daha kazanır. Görüldüğü gibi bu usul büyük partilere avantaj sağlamaktadır.
Uygulandığı ülkeler: İsrail ve Avusturya

Milli Bakiye Usulü: En Büyük Artık ve En Kuvvetli Ortalama usullerinde artık oylar seçim çevresinde paylaştırılırken Milli Bakiye usulünde ulusal düzeyde paylaştırılır.
Yurt genelindeki artık oy toplamı artık vekil toplamına bölünür. Çıkan bu sonuç ulusal seçim kotasıdır. Sonra her partinin artık oyu bu kotaya bölünür. Böylece her partinin ulusal artıktan ne kadar milletvekili kazanacağı bulunmuş olur.
Bu sistem sayesinde küçük sayılabilecek partiler de milletvekili çıkarabilir. Nitekim 1965 genel seçimlerinde Türkiye’de uygulanan bu usule göre en az oy alan (208.696 oy) Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 11 milletvekili çıkarmıştır.

D’Hondt Usulü: 1878 yılında Belçikalı Victor D’Hondt’un geliştirdiği bu sistem hala adıyla anılmaktadır. Bu sistem artık oy ve boşta koltuk bırakmaz. Seçim kotası da yoktur. Sistem şöyledir:
100.000 seçmene ve 5 milletvekiline sahip bir bölge olduğunu varsayalım.
A partisi 36.000   B partisi 30.000   C partisi 24.000   D partisi 10.000 oy alsın.
Partilerin aldıkları oy sayıları 5’e kadar bölünür. (Milletvekili sayısı 5 olduğu için 5’e kadar bölünür.)

1’e bölme
2’e bölme
3’e bölme
4’e bölme
5’e bölme
A Partisi
36.000
18.000
12.000
9.000
7200
B Partisi
30.000
15.000
10.000
7.500
6.000
C Partisi
24.000
12.000
8.000
6.000
4.800
D Partisi
10.000
5.000
3.333
2500
2000
En büyük beş rakam tabloda belirtilmiştir. Buna göre A partisi 2, B partisi 2 ve C partisi 1 milletvekili çıkarmış olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder