Ölüm ile birlikte kişilik
sona erdiğine göre bu durumda kişi artık ne hak kazanabilir ne de borç altına
girebilir. Yani kişiye bağlı hakları son bulur. Bazı hakları ise mirasçılara
geçer.
Mirasçılar
bir hak iktisap etmek ya da kullanmak için TMK madde 29’a göre ölüm iddialarını
ispat etmek zorundadırlar. Bunun için öncelikle kişisel durum siciline bakılır.
Ancak bazen siciller istenilen konu hakkında bilgi vermiyor olabilir. Bu
durumda ise karinelere başvurulur. Karineler iki türlüdür ve bunların aksinin
ispatı her zaman mümkündür.
Ölüm
Karinesi
Kişi ölümüne kesin gözüyle bakılan
durumlarda kaybolmuşsa cesedi bulunamasa dahi ölmüş sayılır (TMK madde 31). Bu
duruma ölüm karinesi denir. Örneğin bir patlama sonrası kişilerin cesetlerine
ulaşılamasa bile o kişilere ölmüş gözüyle bakılır.
Bu
duruma maruz kalmış kişi hakkında mahkeme kararı olmaksızın en büyük mülki
idare amiri kütüğe ölü kaydı düşer. Olayın vuku bulduğu andan itibaren artık
kişi ölmüş sayılır; kişiye bağlı hakları sona erer, evliliği kendiliğinden
biter, mirası da mirasçılar paylaşırlar. Hakkında ölü kaydı düşülen kimse daha
sonra ortaya çıkarsa ve eşi tekrar evlenmişse o zaman ikinci evlilik kesin
hükümsüzdür. Ayrıca kişi sebepsiz zenginleşmeye dayanarak mirasçılara geçen mal varlığını geri alır.
Birlikte
Ölüm Karinesi
Birlikte ölüm karinesi özellikle Miras hukuku
açısından önem arz eder. Çünkü aynı anda ölmüş kişiler birbirlerine mirasçı
olamazlar. İşte birlikte ölüm karinesi, hangisinin önce veya sonra öldüğü
tespit edilemeyen kişilerin aynı anda ölmüş sayılmalarıdır. TMK madde 29 böyle
yapılmasını emretmiştir.
TMK
madde 29- Birden
fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı
anda ölmüş sayılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder