4 Ocak 2019 Cuma

Anayasa Yargısı


     Anayasaya yargısı deyince yasama faaliyetlerinin anayasaya uygunluğunun yargı organları tarafından denetlenmesi akla gelir. Ancak bu iş için oluşturulmuş mahkemelerin başka görevleri de vardır. O yüzden anayasa yargısının anlamını bu şekilde daraltmak doğru olmaz.
Anayasa yargısı anayasaya uygunluğu tesis etmek amacıyla yapılan her türlü yargı işlemi olarak tanımlanabilir.
Yasama faaliyetlerini denetlemek için önce yazılı ve sert bir anayasa olmalıdır ki kanunlardan daha üstün bir hukuk normu olsun ve onları denetleyebilsin. Bu yüzden anayasa yargısı hukuk devletinin en son basamağıdır.
Bu yargılama sistemi ilk defa Amerika’da görülmüştür. Federal yüksek mahkeme 1803 tarihli Marbury-Madison davasının yargısal denetimini gerçekleştirerek bir ilke imza atmıştır. Ancak görüldüğü üzere burada bu işi anayasa mahkemesi gibi özel bir yargı organı değil yüksek mahkeme yapmıştır. Anayasa mahkemesinin ortaya çıkışı 1920 tarihinde Avusturyada görülür.  O yüzden anayasa yargısı modelleri Amerika ve Avusturya (Daha çok Avrupa modeli olarak anılır) olmak üzere ikiye ayrılır.
Anayasaya uygunluk denetimi zamanına, kapsamına ve şekline göre farklı isimlerle anılır.

Zamanına göre yargısal denetim
A.      A Priori Denetim
Önleyici denetim olarak da geçer. Kanunun resmi olarak yayınlanıp yürürlüğe girmesinden önce yapılan denetimdir. Kanun yasama organı tarafından kabul edilmiştir ancak resmi gazetede yayınlanmamıştır. Belli bir süre içinde yetkili kişiler anayasa denetimini başlatır. Kanun yayınlanmadan önce anayasaya uygunluğu tespit edilmiş olur ve ona göre iptal edilir. Ancak yürürlüğe girmiş bir kanun hakkında yargı işlemi yapılamaz.

B.      A Posteriori Denetim
Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılan denetimdir. Düzeltici denetim de denir. Böylelikle çıkarılan kanun sosyal hayatta ne tür değişiklikler yapacak ya da yapacak mı görülmüş olur. Ayrıca burada anayasaya aykırılığı sınırlı sayıdaki yetkili kişi değil herkes ileri sürebilir.

Kapsamına göre yargısal denetim:
A)     Şekil Bakımından Denetim
Anayasaya uygunluk denetimleri yapılırken önce şeklen denetim yapılır. Şeklen denetimde çıkarılan normların anayasada belirtilen usuller çerçevesinde çıkarılıp çıkarılmadığı incelenir. Ayrıca yetki unsuru da bu denetimin kapsamındadır. Yani normlar yetkili organlar tarafından mı çıkarılmış buna bakılır. Çünkü yetki unsurundaki herhangi bir eksiklik normu şekil bakımdan sakat kılar.

B)     Esas Bakımından Denetim
İşlem sakat değilse yani normda şekil bakımından bir eksiklik yoksa bu sefer içeriğine inilir. Normun içeriği anayasa ile çatışıyor mu buna bakılır. Çıkarılan bir norm konu, amaç, sebep bakımından anayasaya aykırı olabilir.

Şekillerine göre yargısal denetim:
A.      Soyut Norm Denetimi
Anayasa ile yetkilendirilmiş organların yasama organının yeni çıkarmış olduğu bir kanun hakkında anayasal denetim başlatmasıdır. Kanun henüz yürürlükte olmadığı için somut bir uygulama alanı bulamamıştır. Hükmün anayasaya aykırı olduğunu ileri sürenler bunu soyut olarak yaparlar. O yüzden soyut norm denetimi adını almıştır. Gerek 1961 gerekse 1982 anayasalarında bu denetim şekli iptal davası olarak geçer.

B.      Somut Norm Denetimi
İtiraz veya def’i yolu da denir. Davada uygulanacak hukuk normu hakkında davaya taraf olan herkesin her zaman başvurabileceği denetim yoludur. İtirazı taraflar değil bizzat mahkeme de yapabilir. Normun anayasaya aykırı olduğu kanısına varılırsa dava o aşamada durdurulur ve anayasa mahkemesine başvurulur. Bunun sonucunda verilen karar ise inter partes yani taraflar arasında etkiye haizdir.

Anayasa Yargısı Modelleri 

Hollanda’da ise anayasa yargısı yoktur. 2002 tarihli Hollanda Krallığı anayasası hakimlerin kanunların anayasaya uygunluğunu denetlemeyeceğini açıkça belirtmiştir.

Hollanda anayasası madde 120- Kanunların ve uluslararası antlaşmaların anayasaya uygunluğu mahkemeler tarafından denetlenemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder