1.
Tutela (Vesayet)
Vesayet;
küçükleri ve kısıtlıları korumak, hukuken onları temsil etmek, malvarlıklarını
onların yerine idare etmekle görevli bir kurumdur. Bu görevi üstlenen kişilere
de vasi denir. Günümüzde vesayet TMK maddelerinde düzenlenmiştir.
Roma
hukukunda ise patria potestas altında bulunmayan ve henüz ergenlik çağına
erişmemiş Roma vatandaşları ile sui iuris kadınlara vasi atanırdı.
a. Küçükler Üzerinde Vesayet
Küçükler
üzerinde vesayete ihtiyaç duyulmasının nedeni küçüğün şahsının ve malvarlığının
korunması içindir. İlk zamanlarda vasinin küçük üzerindeki hakları patria
potestas gibi olsa da daha sonraları vesayetin amacının küçüğün himayesi olduğu
fikri yerleşmiştir.
Pater
Familias vasiyetinde vasi olmasını istediği kişiyi belirtebilirdi. Böyle bir düzenleme
yapılmamışsa küçüğün vasisi en yakın kanuni mirasçısı olurdu. O da yoksa
praetor vasi atardı.
b. Kadınlar Üzerinde Vesayet
Vesayet
kadının fiil ehliyetini kısıtlasa da kadının malvarlığının aile adına korunması
gerektiği düşüncesiyle yaşına bakılmaksızın kadına vasi atanırdı. Buradaki
vasiler de küçükler üzerindekiler gibi atanırdı (Bir süre sonra kadınların
vasilerini kendileri seçebilecekleri kabul edilmiştir).
Kadın
malvarlığını kendisi idare etse de bazı durumlarda vasiye ihtiyaç duyulurdu.
Bir süre sonra ise kadınlar üzerinde vesayet makamı kalkmıştır.
2.
Cura (Kayyımlık)
TMK
madde 403’e göre belli işleri görmek ve malvarlığını yönetmek maksadıyla atanan
kişilere kayyım denir. Kişinin korunması için fiil ehliyetinin kısıtlanması
gereken durumlarda kayyım atanır.
Roma’da ise akıl
hastaları ve müsrifler üzerinde kayyımlık düzenlemiştir.
a) Akıl Hastaları Üzerinde Kayyımlık
Akıl
hastası ve sui iuris kişilerin şahısları ve malvarlıkları ile ilgilenilmesi
için kayyım ataması yapılırdı. Kayyım kişinin malvarlığı ile ilgili bütün muameleleri
yapardı. Kayyım tayin edilmiş akıl hastası kişi sağlığına kavuşursa kayyımın
iktidarı sona ererdi.
b) Müsrifler Üzerinde Kayyımlık
Müsrifin
aile malvarlığına zarar vermesini engellemek için talep üzerine praetor kişi
hakkında kısıtlama kararı verebilirdi ve kişiye kayyım tayin edilirdi. Bu
kayyımın kişinin şahsı üzerinde hiçbir hakkı yoktur. Kayyım sadece malvarlığını
yönetir. Bunun dışında müsrif borç altına girmediği ya da hak devrini
gerektirmeyen hak kazandırıcı işlemleri kendisi yapabilirdi. Ayrıca kişinin
müsrifliği bırakması durumunda üzerindeki kayyımlık sona ererdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder