A) Bütün
Sözleşmeler İçin Aranan Geçerlilik Şartları
1.
Taraflar ehil olmalıdır. Burada temel kriter ayırt etme
gücüdür. Ayırt etme gücüne sahip, ergin olan ve kısıtlı olmayan kimse sözleşme
yapma konusunda tam ehliyetlidir. Ayırt etme gücüne sahip ancak ergin olmayan
veya kısıtlı olan kişiler TMK m. 16 uyarınca kendi başlarına (karşılıksız
kazandırma ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanma hariç) borç altına
giremezler. Yasal temsilci ya bu işleme önceden izin vermeli ya da yapılan
sözleşmeye sonradan icazet göstermelidir. Ayırt etme gücünden yoksun olan
kişilerin sözleşmeleri zaten geçerli değildir.
2.
Sözleşmenin
konusu; emredici hukuk kurallarına, kamu düzenine, genel ahlaka ve kişilik
haklarına aykırı olmamalıdır.(TBK m. 27)
3.
Sözleşmenin konusu imkansız
olmamalıdır. (TBK m. 27)
TBK m. 27- Kanunun emredici hükümlerine,
ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan
sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.
4.
İrade beyanı sağlıklı olmalı;
hata, hile, ikrah ile sakatlanmış olmamalıdır. (TBK m. 30-39)
TBK m. 30- Sözleşme kurulurken esaslı
yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz
TBK m. 36- Taraflardan biri, diğerinin
aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile,
sözleşmeyle bağlı değildir.
Üçüncü bir kişinin
aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı
tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle
bağlı değildir.
TBK m. 37- Taraflardan biri, diğerinin
veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle
bağlı değildir.
Korkutan bir üçüncü
kişi olup da diğer taraf korkutmayı bilmiyorsa veya bilecek durumda değilse,
sözleşmeyle bağlı kalmak istemeyen korkutulan, hakkaniyet gerektiriyorsa, diğer
tarafa tazminat ödemekle yükümlüdür.
5.
Muvazaa bulunmamalıdır. (Muvazaa hakkında bilgi almak için tıklayınız)
B) Bazı
Sözleşmelerde Aranan Şartlar
1)
Gabin bulunmamalıdır. (TBK m.
28) (Gabin hakkında bilgi almak için tıklayınız)
TBK
m. 28- Bir
sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu
oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da
deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar
gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa
bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler
arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
Zarar
gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda
kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her
hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.
2)
Şekle Uyulması
3)
Genel İşlem Koşullarına Uyulması
(TBK m. 20-25) (Genel işlem koşulları hakkında bilgi almak için tıklayınız)
C) Sözleşmenin
Hüküm Doğurması Gerekli Tamamlayıcı Unsurlar
1.
Ehliyet Eksikliğini Giderici
İzin Veya İcazet
2.
Resmi Bir Makamın Fiili
3.
Geciktirici Şart
4.
Eşlerden Birinin Aile Konutu
Üzerinde Yaptığı İşlemin Diğer Eşin Onayına Bağlanması (TMK m. 194)
TMK m. 194- Eşlerden biri, diğer eşin açık
rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile
konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep
olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak
özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili
gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.
Aile konutu eşlerden
biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana
yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş
diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder