Dare borçları
bakımından farklar bulunabilir. Bu noktada parça-çeşit borcu ayrımı önem
kazanır.
Borcun konusu
olan edim özel nitelikleriyle belirlenmiş ise parça borcu(ferden belirlenen borç, species) söz konusu olur. Bir başka
ifadeyle yeryüzünde tek olan belirli bir mal taahhüt edilmişse parça borcudur.
Çoğu zaman, parça borcuna gayri misli eşya
(res nec fungibiles) konu olur.
Bunlar ferden tayin edilmesi gereken eşyalardır. Örneğin borcun konusu Vincent
Van Gogh’un Yıldızlı Gece isimli tablosu ise parça borcu olur.
Borcun konusu
türü belirtilerek miktar olarak belirlenmişse borç çeşit (nevi,tür, genus)borcudur. Yani borçlanılan mal özellikleri
belirtilmiş, herhangi bir miktarda maldır. Bir ton patatesin, on yumurtanın
borca konu olması çeşit borcuna örnektir.
Çeşit borcunun konusu çoğu zaman misli (res fungibiles) eşyadır. Bunlar sayma,
tartma, ölçme ile belirli hale gelir ve bu mallarda bir malın yerini aynı
cinsten başka bir mal alabilir. Dolayısıyla tür borcu mantıken imkânsızlığa
uğramaz. Yani bu mallar borçlunun kusuru olmadan telef olsa bile borçlu
borcundan kurtulamayacaktır. Çünkü borçlu o malları değil belirli bir türdeki
malları borçlanmıştır. O türdeki malların hepsinin yok olması mümkün olmadığı
için böyle bir ilke getirilmiştir. Bu ilkeye de genus non perit (çeşit borcu telef olmaz) denir.
Ancak parça borcunda ifa imkansızlığı söz konusu
olabilir. Örneğin borçlunun ifayla yükümlü olduğu şey yukarıdaki gibi Vincent
Van Gogh’un Yıldızlı Gece isimli tablosu olsun. Bu tablo borçlunun kusuru
sebebiyle telef olursa TBK m. 112 uyarınca borçlu tazmin ile yükümlüdür. Ancak
malın telef olmasından sorumlu değilse TBK m. 136’ya göre borç sona erer.
TBK m. 112- Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir
kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını
gidermekle yükümlüdür.
TBK m. 136- Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle
imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder