19 Nisan 2019 Cuma

Nişanlanma


Nişanlanma, kadın ile erkeğin karşılıklı olarak evlenme vaadinde bulundukları hukuki bir işlemdir. Mamafih kanunkoyucu evlenme vaadini nişanlanmanın kurucu bir unsuru olarak görmüştür. Öyle ki TMK madde 118’de “Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur.” der.  Ayrıca karşılıklı evlenme vaadinde bulunanların farklı cinsiyetten olmaları gerekmektedir.

Nişanlanma Ehliyeti
                Tam ehliyetliler nişanlanabiliyorken tam ehliyetsizlerin yapacağı nişanlanma işlemi kesin hükümsüzdür. Nişanlanma kişiye sıkı sıkıya bağlı olduğu temsil yasağı vardır. Dolayısıyla tam ehliyetsizler yasal temsilcileri vasıtasıyla da nişanlanmazlar.
Sınırlı ehliyetsizler içinse TMK 118 bir hüküm getirmiştir. Buna göre “Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.

Nişanlanmanın Hükümsüzlüğü
Yukarıda da belirtildiği gibi tam ehliyetsizlerin yaptıkları nişanlanmalar kesin hükümsüzdür. Nişanlanma; hısımlık, evlatlık ilişkisi, akıl hastalığı, zaten var olan bir evlilik ve muvazaa durumlarında da mutlak butlanla sakattır. 

Nişanlılığın Sona Ermesi
1)      Evlilik: Evlenme doğal olarak nişanlılığı bitirir.
2)      Evlenmenin imkansız hale gelmesi (Ölüm, gaiplik, taraflardan birinin cinsiyet değiştirmesi)
3)      Bozucu Şartın Gerçekleşmesi: Nişanlanma şart ya da süreye bağlanabilir. Örneğin hastalığı atlatmış bir kişiyle nişanlanırken hastalık tekrar nüksederse nişanlanmanın bozulacağı kararlaştırılabilir. Buna infisahi ya da bozucu şart denir. İşte bunun gibi bozucu şartın gerçekleşmesi durumunda nişanlanma sona erer.
4)      Tarafların nişanın atılması konusunda anlaşmaları…
5)      Taraflardan birinin sürekli akıl hastalığına yakalanması gibi kesin evlilik engellerinde de evlilik sona erer.

Nişanlılığın Sona Ermesinin Sonuçları
                Nişanı haksız yere bozan ya da kusuru ile nişanın bozulmasına yol açan kişi TMK 120 gereği maddi tazminat öder. Özellikle nişan giderleri ve evlilik maksadıyla yapılan harcamalar tazmin edilir. Madde 120 tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimselerin de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebileceklerini belirtmiştir.
Nişanın bozulmasında kusuru bulunan kişi karşı tarafın kişilik hakkının zedelenmesine yol açmışsa karşı taraf TMK 121 uyarınca manevi tazminat talebinde bulunabilir. Mesela nişanlının terk edilmesi kişinin çevresi tarafından küçük düşürülmesine yol açmışsa bu durumda manevi tazminat isteyebilir. Ancak bunu sadece kişilik hakkı zarara uğrayan kişi isteyebilir.
Nişanlılığın evlenme ile sona ermesi dışındaki tüm hallerde hediyelerin geri verilmesi gerekir.(TMK m. 122) Hediyeden ne anlaşılacağı konusu tartışmalıdır ancak en basitinden nişan yüzükleri bu kapsama girer.  Ayrıca TMK 122 anne, babanın veya onlar gibi davrananların da karşı tarafa verdikleri hediyeleri geri isteyebilmeleri imkânını getirmiştir.
Maddi veya manevi tazminat davası açacak olanlar ya da hediyelerinin geri verilmesini isteyenler 1 yıl içinde talepte bulunmalıdırlar. Çünkü TMK m. 123 nişanlanmanın sona ermesinden doğan talep haklarının 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını öngörmüştür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder