Nişanlanma,
kadın ile erkeğin karşılıklı olarak evlenme vaadinde bulundukları hukuki bir
işlemdir. Mamafih kanunkoyucu evlenme vaadini nişanlanmanın kurucu bir unsuru
olarak görmüştür. Öyle ki TMK madde 118’de “Nişanlanma,
evlenme vaadiyle olur.” der. Ayrıca
karşılıklı evlenme vaadinde bulunanların farklı cinsiyetten olmaları
gerekmektedir.
Nişanlanma Ehliyeti
Tam ehliyetliler
nişanlanabiliyorken tam ehliyetsizlerin yapacağı nişanlanma işlemi kesin
hükümsüzdür. Nişanlanma kişiye sıkı sıkıya bağlı olduğu temsil yasağı vardır.
Dolayısıyla tam ehliyetsizler yasal temsilcileri vasıtasıyla da nişanlanmazlar.
Sınırlı
ehliyetsizler içinse TMK 118 bir hüküm getirmiştir. Buna göre “Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası
olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.”
Nişanlanmanın Hükümsüzlüğü
Yukarıda da
belirtildiği gibi tam ehliyetsizlerin yaptıkları nişanlanmalar kesin
hükümsüzdür. Nişanlanma; hısımlık, evlatlık ilişkisi, akıl hastalığı, zaten var
olan bir evlilik ve muvazaa durumlarında da mutlak butlanla sakattır.
Nişanlılığın Sona Ermesi
1)
Evlilik:
Evlenme doğal olarak nişanlılığı bitirir.
2)
Evlenmenin
imkansız hale gelmesi (Ölüm, gaiplik, taraflardan birinin cinsiyet
değiştirmesi)
3)
Bozucu
Şartın Gerçekleşmesi: Nişanlanma şart ya da süreye bağlanabilir. Örneğin
hastalığı atlatmış bir kişiyle nişanlanırken hastalık tekrar nüksederse
nişanlanmanın bozulacağı kararlaştırılabilir. Buna infisahi ya da bozucu şart
denir. İşte bunun gibi bozucu şartın gerçekleşmesi durumunda nişanlanma sona
erer.
4)
Tarafların
nişanın atılması konusunda anlaşmaları…
5)
Taraflardan
birinin sürekli akıl hastalığına yakalanması gibi kesin evlilik engellerinde de
evlilik sona erer.
Nişanlılığın Sona Ermesinin
Sonuçları
Nişanı haksız yere bozan ya da
kusuru ile nişanın bozulmasına yol açan kişi TMK 120 gereği maddi tazminat
öder. Özellikle nişan giderleri ve evlilik maksadıyla yapılan harcamalar tazmin
edilir. Madde 120 tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar
gibi davranan kimselerin de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için
uygun bir tazminat isteyebileceklerini belirtmiştir.
Nişanın
bozulmasında kusuru bulunan kişi karşı tarafın kişilik hakkının zedelenmesine
yol açmışsa karşı taraf TMK 121 uyarınca manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Mesela nişanlının terk edilmesi kişinin çevresi tarafından küçük düşürülmesine
yol açmışsa bu durumda manevi tazminat isteyebilir. Ancak bunu sadece kişilik
hakkı zarara uğrayan kişi isteyebilir.
Nişanlılığın
evlenme ile sona ermesi dışındaki tüm hallerde hediyelerin geri verilmesi
gerekir.(TMK m. 122) Hediyeden ne anlaşılacağı konusu tartışmalıdır ancak en
basitinden nişan yüzükleri bu kapsama girer.
Ayrıca TMK 122 anne, babanın veya onlar gibi davrananların da karşı
tarafa verdikleri hediyeleri geri isteyebilmeleri imkânını getirmiştir.
Maddi
veya manevi tazminat davası açacak olanlar ya da hediyelerinin geri verilmesini
isteyenler 1 yıl içinde talepte bulunmalıdırlar. Çünkü TMK m. 123 nişanlanmanın
sona ermesinden doğan talep haklarının 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını
öngörmüştür.